Ads Top

Öncelikle, hepinizin 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü'nü kutlarım. Türkiye'de bir kadın olarak çalışmanın ne kadar zor olduğu düşünülürse, her türlü tebriği hak ediyorsunuz. 

Bu makalede Feminizm nedir? Feminizm ne değildir? sorularının yanıtlarını bulacaksınız. Madde madde feminizmi açıklıyoruz. 




- Kelime kökeni Latince 'Femina'dan gelir. 
- Feminizm kelimesini ilk kullanan kişi tahmin edilenin aksine bir erkekti. Charles Fourier adında bir sosyal filozof, sosyal anlamda gelişmenin tek yolunun kadınlara özgürlük verilmesi olduğunu savunmuştur. 



- Feminizmin temel ideolojisi kadını erkekten üstün görmek değil, eşitlik arayışıdır.

- Feminizmin karşı olduğu şey erkekler değil, ataerkil söylemler ve sosyal normlardır. 

- Feminizm yalnızca kadın haklarını savunmaz. Her türlü ırkçı, seksist söylemlere karşı çıkar, ezilen herhangi bir canlı türünün haklarını savunabilir. Çünkü: Feminizm bütün ezilme çeşitlerinin birbiriyle ilişkisi olduğunu bilir.


via GIPHY




- Feminizmin de kendi içinde alt dalları vardır, bunlar; anarko feminizm, radikal feminizm ve ekofeminizm'dir. 

Anarko feminizm olaya anarşist bir bakış açısıyla yaklaşır. Toplumun temel probleminin ataerkillik olduğunu savunurlar. En önemli yaklaşımları kısaca; 'Kadın ve erkeğin toplumsal rollerine biyolojik yani doğuştan gelen özellikleri eklemek doğru değildir.' düşüncesidir. 

Yani kadın isterse yine doğum yapabilir, çocuğuna bakabilir ancak kadının tek görevi bu olmamalı, kadın sosyal hayatta da bulunabilmeli, gibi bir yaklaşımları vardır. 

Ekofeminizm'e göre kadın ve doğa, ortak bir ezilme yaşamaktadır. 

Radikal Feminizm ise, tüm cinsiyet rollerini ve ataerkilliği reddeder. 

- Feminizm hareketi 18. yüzyılda başladı. Mary Wollstonecraft adlı ingiliz yazar ve filozof feminist hareket için en çok uğraşmış isimlerden biridir. Çok güzel bir sözü var; 



Kadın ve erkek arasında, cinsel arzulama dışında hiçbir fark kalmayıncaya kadar mücadele!

- Feminist hareket, 20. yüzyılda kadınların da oy verebilmesi için yapılan mücadelelerle hızlandı. Kadının hiçbir şekilde insan olarak düşünülmediği yıllardan bahsediyoruz. Hala Ortadoğu'da birçok kadın aynı kaderi yaşıyor. 

- Feminizm denince ilk akla gelen isimlerden biri Simone de Beauvoir' dır. 50'li yıllarda feminizm ikinci dalga hareketine öncülük etmiştir. Muhteşem bir yazardır. Kadın bedeni üzerindeki erkek egemenliği ile ilgili yaptığı mücadeleyi çok zor da olsa kazandı. Doğum kontrolü yasallaştı. 



Feminizm'le ilgili bir yanlış bilgiyi düzeltelim: "Feministler çirkin ve erkeksi kadınlardır." Simone'un zerafetine bakar mısınız? Gayet şık, güzel bir kadın. Erkek gibi görünmek istediğini de nereden çıkardınız? 

20. yüzyılı geçtik, ama maddelere bir bakın. Kadın kendi vücudu hakkında bile söz sahibi değildi bu zamana kadar. 

- Üçüncü dalga feminizm 90'lı yıllarda oluştu. Özellikle medyanın dayattığı tek tip domestik kadın imajına karşı duran bir yaklaşımları vardır.  

Barbie bebekleri bilirsiniz. İnsanlık dışı vücut ölçülerine sahiptiler hep. Çok zayıf ancak 90 - 60 - 90 ölçülerinde, sarışın mavi gözlü, bol makyajlı bebeklerle büyüdü kızlar. Genel güzellik ölçütleri neyse, ona uymak zorundaymış gibi. Sıfır beden kadınlar, güzel görünmek uğruna sağlığını kaybeden kadınlar, fabrikasyonmuş gibi görünen kalın dudaklı minik burunlu tek tip kadınlarla doldu her yer. 

Efendim, üçüncü dalga feminizm de buna karşı çıkar. 


Kadınlara genel güzellik normlarının dışına çıkmaları gerektiğini ve oldukları haliyle de güzel olduklarını söyler. 

Fark ettiyseniz hala erkeklerle ilgili bir problem yok. Peki feminizm diyince neden erkekler bu kadar sinirleniyor? Tüm erkekleri kastetmiyorum tabi, ancak feminizmle ilgili erkek internet kullanıcılarının yorumlarından sizin için derledim. 


Cinsel tercihle bir felsefe hakkında nasıl bir bağlantı kurmuş bilemiyorum. O zaman ataerkil zihniyet de gaydir diyebilir miyiz? 


Kadınlara çalışma hakkı 20. yüzyılda verildi. Daha doğrusu büyük mücadeleler sonrasında kazanıldı. Bilim, sanatta üretkenlik gösterememe sebebi binlerce yıldır ev kölesi olarak kullanılmaları olabilir mi acaba? 



Yukarıdaki ekşi sözlük yazarımızın feminizm'in karşısına koyduğu ideolojiyi şu şekilde özetleyeyim, zira okumaya değmez. Güç = Çük 

Hadi Tansu Çiller'in siyasi ideolojisini, ya da yönetimini sevmedin. Bu olabilir. Kadın olmasıyla kötü ülke yönetimini nasıl bağdaştırdın? Şu anda neredeyse asgari ücretle haftanın altı günü çalışan insanlarız hepimiz. Nasıl yönetiliyoruz? Acaba şimdiki hükümet de trans falan mı ha ne dersin? 😉

Hadi bir siyasiyi sevmedin. Duygu Asena'yı diline dolamak ne alaka? Çok başarılı bir gazeteci olması mı denyoluk? Kitapları yasaklanmış bir yazar olması mı? Baskılarla mücadele edecek gücünün olması mı canını sıktı yoksa? Anlayamıyorum.





En azından kadınların ezildiğini kabul etmiş. Şimdi biz onları ezeceğiz asgdfasgdf
Korkmuş gibi davranıyor ama kadınların dünyayı ele geçirmesi gibi ütopik bir şeyden korkmuyor hanımlar. Neden korktuklarını açıkça söyleyeyim: 2000 yıllık sadık hizmetçilerini kaybetmek istemiyorlar. 

Feminizm'e karşı acayip bir fobisi var bunların. Bunlar dediğim, tüm erkekler değil, çapsız basit ve eğitimsiz erkeklerden bahsediyorum. En basitinden sadece şu yazıyı bile okumuş bir erkek, kadınların yalnızca eşitlik arayışında olduğunu kavrayabilir. 

Kadınlar; feminizm'i savunmaktan korkuyorsunuz. Haklısınız. Ağzınızı açar açmaz bir erkek güruhu tarafından susturulacaksınız çünkü.

 Eşitlik onların işine gelmeyecektir. Siz eşitlik için mücadele etmek zorundasınız, tıpkı sizden öncekiler gibi. Sizin bir erkeğe ne kadar ihtiyacınız varsa, erkeklerin de size o kadar ihtiyacı var. Bu yüzden onları kaybetmekten korkmayın. Eğer insani bir şekilde bir konuyu tartışmayı bilmeyen basit bir adamla birlikteyseniz, onu kaybedebilirsiniz. Basit adamı kaybedin zaten. Ona bir şey öğretmek boynunuzun borcu değil. Çevrenizi değiştirin.


- Feminizmi savunan erkekler de vardır ve tek amaçları kadınları tavlamak değildir. Bu ideolojiye insan hakları açısından bakabilen erkekler de var. Bunu belki anneleri, belki kız kardeşleri, belki gelecekteki kızları için yapıyorlar ama yapıyorlar.


via GIPHY

- Feminizm sadece ataerkil düşünen erkeklere değil, kadınlara da karşıdır. Eşit olmayı istemiyor musunuz? Aynı işten aynı parayı almak, gece dışarıda güvenle gezebilmek, istediğinizi giyebilmek, ne zaman çocuk doğuracağınıza kendiniz karar vermek istemiyor musunuz? // Bu noktada feminist ideolojisinden beni ayıklayın, çünkü ağzımı bozacağım: Sen bir utanç kaynağı, tembel ve pasif bir insansın. Sana ağzıma geleni söyleyebilirim çünkü zaten cevap verebilen bir canlı türü değilsin. 👎


Şaka olsun diye çekilmiş bir fotoğraf değil. Sürekli bu şekilde fotoğraflar paylaşıyor. Resimdeki adam Dan Bilzerian adlı bir sosyal medya fenomeni. Bu çok uç bir örnek farkındayım. Yalnızca bilmeyenler için bir dipnot gibi eklemek istedim: Bu adamın milyonlarca takipçisi var. Bu şekilde yaşayan kadınlar da var. Az önce neden öfkelendiğimi anladığınızı umuyorum.


FEMİNİZM NE DEĞİLDİR? 

1. Erkek düşmanlığı değildir. 

2. Kıllı bacak savunucusu değildir : Yalnızca medyanın dayattığı 'mükemmel kadın' kafasından uzaklaşma isteğidir. 

3. Kadınların ayakta işemesi gerektiğini söylemez : Fiziksel farklılıkları reddetme gibi bir olay yok. Kadın ve erkeğin tıpatıp aynı olduğunu savunmuyor zaten. 

4. Kadın daha üstündür demez : Kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan, eşit bir oluşum olduğunu söyler. 

5. Feminen olmayı reddetmez : Feministler de etek giyip, makyaj yapıp şıkır şıkır gezebilir. Türbanlı feminist de olabilir - çünkü feminizmin dinle de bir alıp veremediği yok - arada zaten bir bağlantı yok. İkinci maddede de dediğimiz gibi, yalnızca kadınlara dayatılan güzellik normlarından sıyrılmayı önerir. Kimsenin ne giydiğine karışmaz. 

6. Feministler çirkin ve bakımsız değildir. Simone da çirkin değildi gördünüz yukarda. Ben de şahsen çirkin olduğumu düşünmüyorum. Çirkin olduğumu düşünüyorsanız yorumlara yazabilirsiniz. 

Dünyanın Kadınlar İçin Hala Güvenli Olmadığını gösteren İlginç Gerçekler

- 15 - 44 Yaş kadınlar arasında şiddet sonucu ölüm sayısı savaşlar ya da hastalıklar yüzünden ölenlerin sayısından fazladır. 

- Dünyadaki kadınların üçte biri hayatında mutlaka bir kere cinsel ya da fiziksel tacize uğruyor. 

- Türkiye'de resmi verilere göre kadınların %42'si taciz / tecavüz mağduru. (Konuşamayan kadınlar hariç) 

- Türkiye'de son 10 yılda 2337 kadın öldürüldü. En popüler ölüm sebebi ise boşanmak istemeleri. (Veriler tamamen resmidir)


Artıyor. Benim başıma gelmez demeyin. Başınıza gelmemesi için hiçbir sebep yok. Türbanlı gencecik bir kızın evine internet bağlamak için gelen adamın tecavüzüne uğradığını da gördük, işe giden 21 yaşındaki Şule Çet'in patronları tarafından tecavüze uğrayıp vahşice öldürüldüğünü de, Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın bindiği minibüste tecavüz edilip vücudunun parçalara ayrıldığını da. 

Bazı basit erkekler tecavüzün kılık kıyafetle, gece dışarıda olmakla ilgili olduğunu söylemelerine aldanmayın. Bu kızların hiçbir ortak noktası yok, bunu kendiniz de görebilirsiniz. 

Buruk da olsa Emekçi kadınlar gününüzü kutluyorum. Umarım bir gün daha güzel gerçeklere, eşit, güvenli bir dünyaya uyanırız...💓





Feminizm Nedir? Feminizm ne değildir? Feminizmin Tarihçesi, Kadın Cinayetleri oranları




Hiç yorum yok:

Sen ne düşünüyorsun?

Blogger tarafından desteklenmektedir.