Ads Top





"Üzülme hayatım, en azından birayı yakmadın." 

Özellikle 1950'li yıllarda medyanın ortaya koyduğu kadın figürü korkunçtu. Reklamları gördükçe siz de bu konuda fikir sahibi olacaksınız. 


"Kadın, mutfağı terk etmez! "

Kadınların ev işleriyle doğrudan ilişkilendirildiği bir dönemdi. Aslında kadınlar 50'li yıllarda iş hayatına girmeye başlamıştı ama ataerkil medya, bunu çok geç kabullendi. Uzun yıllar, ısrarla hassas, narin, kırılgan, domestik, hatta biraz gerizekalı kadın tiplemelerini dayattılar. Gerçi Türk medyası hala bunu yapıyor. Dizilere, televizyondaki programlara gerçekten dikkatle bakarsanız görürsünüz. 



"Ona erkeğin dünyasını göster." 

Kadın kuşağı adlı bir rezalet var Türkiye'de hala. Program içeriklerinin hemen hemen hepsi, evlilik, düğün, gelin - kaynana çatışması, yemekten ibaret. Sanki kadınların anlayacağı tek şey buymuşçasına bir algı var. 

Türkiye'nin kadın hakları konusunda ileri değil, geri gittiğini düşünüyorum. Maço erkek imajını yücelten diziler, bir Özcan Deniz'in peşinden hala (!) kırkbeş tane kadının koşması gibi yayınlar bitmedi. Bitemiyor. Ratinglerin de önemi büyük bu noktada. Öyle bir noktadayız ki, kaliteli yayın yapılsa dahi pek izlenmiyor. 


"İyi bir şey, en azından başını korudu" (Korktuğunuz gibi bir şey değil başta ben de yanlış anlamıştım ama bu pantolonları giyince kadınların aşırı ilgisine maruz kalınacağını söylüyor ve bu şekilde kendini koruyabilir anlamında, yine de çok can sıkıcı

Özellikle de şimdi dayatılan 'Gelin' kafasından çok sıkıldım. Evlenmek bir başarı değildir şunu bir anlayın önce. Evlenip evinde oturmak da bir başarı değildir. Evlenip evinde oturup kocana yemek hazırlamak da bir başarı değildir. Çocuk doğurmak bir başarı değildir - zira rahmi çalışan her kadın çocuk doğurabilir bu sizi özel yapmaz. 

Karnı acıkan her insan yemek yapabilir, bu sizi özel yapmaz. Eğer ki eşiniz 'ben yapamıyorum yiaa' diyorsa bilin ki sizi kullanıyordur. Yemek yapmak çok kolay bir şey arkadaşlar bunu bu kadar büyütmeyin. 

Eşiniz: 'Ben temizlikten anlamam yiaa' diyorsa, yine sizi kullanıyordur. Bir bezi ıslatıp toz almak, viledayı evde gezdirmek, süpürgeyi kullanmak ne kadar zor olabilir?  


"Noel sabahı elektrikli süpürgeyle eşiniz daha mutlu olacak" 

Bir erkeğe küçük ev aletleri hediye etmek nasıl olurdu acaba. Mutlaka birine alacağım.



"Eğer eşiniz kahveyi denemeden aldığınızı bilseydi..." 

Kadınlar da çalışıyor artık. Kadınlar da tüm gün zor işlerde, stres içinde çalışıyorlar. Eve gidiyorlar, evde de çalışıyorlar. Erkekler en azından eve gidince dinlenebiliyor ancak kadınlar hala yemek, bulaşık, temizlik, çocuk bakımı işlerinden kendini sıyıramıyor çünkü 'annelik bir kadının asli görevi'

Bu nasıl olabilir ki? İnsan tek başına üreyebilen bir tür değil. Çocuk tamamen ortak yapılan bir iş. Neden 'babalık bir erkeğin asli görevi' değil? 

Evde mutlaka görev paylaşımı olmalı. Aksi takdirde ya kadın yeniden eve kapanmak durumunda kalacak ( çünkü vicdanlı bir varlık) ya da evlilik müessesini komple reddedecekler. 

Çünkü zaten kadınlar artık kendi geçimini kendileri sağlayabilir. Kadın erkek ilişkisi artık bir ihtiyaç değil. Erkek de, kadın da kendi kendine gayet güzel yaşayabilir. Bu noktada hiçbir kadının hizmetçilik yapmayı seçeceğini zannetmiyorum. 


"Mutfaktan daha çabuk çık!"

Kadının çalışmadığı zamanlarda ev işlerini yapmasını biraz anlayabilirim. Çünkü iç ve dış işlerin bölünmesi gibi bir paylaşım sayılır bu. Bütün gün dışarıda çalışıp, yorulan erkeklerin bir de evde çalışmamaları için yapılmış bir şey olsa gerek. Ancak şu anda maaşlar o kadar düşük, hayat o kadar pahalı ki bir evden yalnızca bir kişinin çalışması ne yazık ki bir aileyi geçindirmeye yetmiyor. Zaten gerekli olmasa bile, kadın kariyer yapmak isteyebilir. Bu bir insanın en doğal haklarından biri. 

Kadınlar, bir tutkunuz varsa peşinden koşabilirsiniz. Bu sizi erkek yapmaz, güçlü bir kadın yapar. Eğer ki eşiniz görev paylaşımını reddediyorsa onunla devam edemezsiniz. 

Eli Rezkallah kimdir? 

31 Yaşındaki Lübnan /Beyrut'lu fotoğraf sanatçısı, yönetmen. Yukarıdaki fotoğralar da 'Paralel bir evrende' adlı sergisine ait çalışmalardır. Eski, cinsiyetçi reklamları paralel bir evrende yeniden canlandırdı. Bu çalışmasıyla cinsiyet eşitsizliğinin saçmalığını vurgulamak istemiş.  Plastik Magazine ve Plastik Studios şirketlerinin sahibi aynı zamanda. Çok başarılı çekimlere imza atmıştır, Eli Rezkallah'ın web sitesi linkini şuraya bıraktım : Eli Rezkallah'ın web sitesi. Çalışmalarına göz gezdirmenizi tavsiye ederim. 


Evet Eli, bir erkek. Lübnanlı. Kendini feminist olarak değerlendiriyor. Bu çok başarılı Paralel Evren sergisi için onu tebrik ediyoruz, yarattığı farkındalık için teşekkür ediyoruz. Umarım medya oluşturduğu algının ne kadar yanlış olduğunu kabul eder ve artık cinsiyetçi yaklaşımlarından vazgeçer.






Hiç yorum yok:

Sen ne düşünüyorsun?

Blogger tarafından desteklenmektedir.